İslamiyette namaz; Peygamberimiz’e(S.A.V) vahiy yoluyla
anlatılmış, şekli, sınırları, vakti bildirilmiş özel bir ibadettir. Peki namaz
bize ne gibi faydalar sağlar ?
Namaz ; hadislerle ve ayetlerle de sabit olmak üzere “dinin
direğidir”. Namaz ruhumuzu dinlendiren, bizi Rahman’a yaklaştıran bir
ibadettir. Bir çok manevi makam tecelli
olur namazla…
Bir hadiste: "Evimizin önünden akan bir nehir olsa,
günde beş defa bu nehirde yıkansanız, üzerinizde kirden pastan hiç eser kalır
mı? İşte beş vakit namaz böyledir, günahları siler süpürür." buyrulmuştur.
Yani namaz insanın ruhunu yıkar, kalbini saf ve temiz hale getirir.
İnsan namazda kıyamda iken dikey, rükûda yatay bir halde
bulunur. Secdede ise başı yerdedir. Bu sonuncu halde iken Allah'a âzamî
derecede yaklaşır. Secde vaziyeti insanın Rabbine en yakın olduğu haldir. İnsan
Allah karşısında maddî olarak ne kadar eğilir ve küçülürse, mânen o nispette
büyür ve yücelir.
Bir de namazın bedenimize faydaları vardır. Göz
merceklerinin kasılmadan görebildiği ve böylelikle rahatlayıp dinlendiği mesafe
1,5 metre civarındadır. Bu mesafe ise, namaz kılan kişinin secde yaptığı yere
olan uzaklığıdır. Bilindiği gibi namazda secde yapılan yere bakılır ve
böylelikle farkında olmadan göz mercekleri dinlendirilir. Günde 40 rekat hesabı
ile bu dinlenme takrîben bir saat tutar ki, bu nimet, göz için bulunmaz bir
sağlık reçetesidir.
Vücudun en zahmet çeken yerleri, eklemlerdir. Ve bütün
eklemler, namaz içinde yıpranmışlıkları gidererek sağlıklarına kavuşurlar. Şunu
da açıkça belirtmek gerekir ki, namaz dışında hiçbir hareket tarzı, vücuda bu
ölçüde fayda sağlamaz. Ayrıca namazın bir ibâdet disiplini içinde devamlılığı,
eklemlerdeki bu huzuru ömrün sonuna kadar götürür.
Kalbin çalışmasında ve hissî sistemlerle olan alâkasında,
elektromanyetik eksenler, en ideal çizgilere gelir. Özellikle sağlıklı
kişilerin günlük elektromanyetik tesirlerle, göğüs bölgelerinde hissettikleri
huzursuzluklara, namaz kılanlarda hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.
Namazın özü:
a) Allah'ın huzurunda kalbin huşu ile yani saygı ve korku
ile dolması,
b) Dil ile Allah'ın anılması,
c) Bedenle O'na âzamî derecede tâzim ve saygı tavrı
sergilenmesinden ibarettir. Bu üç unsur öteki dinlerin ibadetlerinin de özü
sayılır. Bu üçü arasında en önemli olan ise birincisidir. Dilsiz kimse
ikincisini, kötürüm kimse de üçüncüsünü yerine getiremeyebilir. O halde namazda
özün özü kalpteki Allah'a yöneliş, O'na olan sonsuz saygı ve sevgi duygusunu
canlı tutuştur.