24 Eylül 2012 Pazartesi

Sevgiliyle Buluşma...(NAMAZ)





İslamiyette namaz; Peygamberimiz’e(S.A.V) vahiy yoluyla anlatılmış, şekli, sınırları, vakti bildirilmiş özel bir ibadettir. Peki namaz bize ne gibi faydalar sağlar ?

Namaz ; hadislerle ve ayetlerle de sabit olmak üzere “dinin direğidir”. Namaz ruhumuzu dinlendiren, bizi Rahman’a yaklaştıran bir ibadettir.  Bir çok manevi makam tecelli olur namazla…

Bir hadiste: "Evimizin önünden akan bir nehir olsa, günde beş defa bu nehirde yıkansanız, üzerinizde kirden pastan hiç eser kalır mı? İşte beş vakit namaz böyledir, günahları siler süpürür." buyrulmuştur. Yani namaz insanın ruhunu yıkar, kalbini saf ve temiz hale getirir.

İnsan namazda kıyamda iken dikey, rükûda yatay bir halde bulunur. Secdede ise başı yerdedir. Bu sonuncu halde iken Allah'a âzamî derecede yaklaşır. Secde vaziyeti insanın Rabbine en yakın olduğu haldir. İnsan Allah karşısında maddî olarak ne kadar eğilir ve küçülürse, mânen o nispette büyür ve yücelir.

Bir de namazın bedenimize faydaları vardır. Göz merceklerinin kasılmadan görebildiği ve böylelikle rahatlayıp dinlendiği mesafe 1,5 metre civarındadır. Bu mesafe ise, namaz kılan kişinin secde yaptığı yere olan uzaklığıdır. Bilindiği gibi namazda secde yapılan yere bakılır ve böylelikle farkında olmadan göz mercekleri dinlendirilir. Günde 40 rekat hesabı ile bu dinlenme takrîben bir saat tutar ki, bu nimet, göz için bulunmaz bir sağlık reçetesidir.
Vücudun en zahmet çeken yerleri, eklemlerdir. Ve bütün eklemler, namaz içinde yıpranmışlıkları gidererek sağlıklarına kavuşurlar. Şunu da açıkça belirtmek gerekir ki, namaz dışında hiçbir hareket tarzı, vücuda bu ölçüde fayda sağlamaz. Ayrıca namazın bir ibâdet disiplini içinde devamlılığı, eklemlerdeki bu huzuru ömrün sonuna kadar götürür.
Kalbin çalışmasında ve hissî sistemlerle olan alâkasında, elektromanyetik eksenler, en ideal çizgilere gelir. Özellikle sağlıklı kişilerin günlük elektromanyetik tesirlerle, göğüs bölgelerinde hissettikleri huzursuzluklara, namaz kılanlarda hemen hemen hiç rastlanmamaktadır.

Namazın özü:

a) Allah'ın huzurunda kalbin huşu ile yani saygı ve korku ile dolması,
b) Dil ile Allah'ın anılması,
c) Bedenle O'na âzamî derecede tâzim ve saygı tavrı sergilenmesinden ibarettir. Bu üç unsur öteki dinlerin ibadetlerinin de özü sayılır. Bu üçü arasında en önemli olan ise birincisidir. Dilsiz kimse ikincisini, kötürüm kimse de üçüncüsünü yerine getiremeyebilir. O halde namazda özün özü kalpteki Allah'a yöneliş, O'na olan sonsuz saygı ve sevgi duygusunu canlı tutuştur.

21 Eylül 2012 Cuma

Cuma Günü Ve Önemi...(2)




(Allahü teâlâ, bugünden itibaren kıyamete kadar size Cuma namazını farz kıldı. Adil veya zalim bir imam [başkan] zamanında küçümseyerek veya inkâr ederek Cuma namazını terk edenin iki yakası bir araya gelmesin! Böyle bir kimse tevbe etmezse, onun namazı, zekatı, haccı, orucu ve hiçbir ibadeti kabul olmaz.) [İbni Mace]

(Cuma namazı kılmak; köle, kadın, çocuk, hasta hariç, her Müslümana farzdır.) [Ebu Davud, Hakim]

(Bir Müslüman, Cuma günü gusül abdesti alıp, Cuma namazına giderse, bir haftalık günahları af olur ve her adımı için sevap verilir.) [Riyadun-nasıhin]

(Allah’a ve ahirete inanan, Cuma namazına gitsin!) [Taberani]

(Cuma namazını kılmayan kimsenin kalbi mühürlenir [iyilik yapamaz olur], gafil olur.) [Müslim]

(Cuma namazına giderken ayakları tozlanan kimseye Cehennem ateşi haramdır.) [Tirmizi]

(Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz ile Cuma namazı, öteki Cumaya kadar aralarda işlenen günahlara kefarettir.) [Müslim]

(Cumaya gelmeyen erkeklerin evlerini yıksam diye düşündüm.) [Buhari]

(Cuma namazından sonra, yedi defa ihlas ve muavvizeteyn okuyanı, Allahü teâlâ, bir hafta, kazadan, beladan, kötü işlerden korur.) [İbni Sünni]
[İhlas, Kul hüvallahü ehaddır. Muavvizeteyn, kul euzülerdir.]

Allahü teâlâ, Cuma gününü Müslümanlara mahsus kılmıştır. Cuma suresi sonundaki âyet-i kerimede mealen; (Ey iman etmekle şereflenen kullarım! Cuma günü, öğle ezanı okunduğu zaman, hutbe dinlemek ve Cuma namazı kılmak için camiye koşunuz. Alış verişi bırakınız! Cuma namazı ve hutbe, size, başka işlerinizden daha faydalıdır. Cuma namazını kıldıktan sonra, camiden çıkar, dünya işlerinizi yapmak için dağılabilirsiniz. Allahü teâlâdan rızk bekleyerek çalışırsınız. Allahü teâlâyı çok hatırlayınız ki, kurtulabilesiniz!) buyuruldu. Namazdan sonra, isteyen işine gider çalışır. İsteyen camide kalıp, namaz, Kur'an-ı kerim, dua ile meşgul olur. (Riyadun-nasıhin)

Cuma günleri duanın kabul olacağı bir an vardır. Bu an, hutbe ile Cuma namazı içindedir diyenler çoktur. Hutbe dinlerken, dua kalbden olur. Ses çıkarmak caiz değildir. Bu an her şehir için başkadır. Cuma günü, gecesinden daha kıymetlidir. Gecesinde veya gündüzünde (Kehf suresini) okumak çok sevaptır. (Tefsir-i Mazheri)

Bir hadis-i şerifte, (Cuma günlerinde bir an vardır ki, müminin o anda ettiği dua red olmaz) buyuruldu. Bazıları, bu an, ikindi ile akşam ezanları arasındadır, dedi. (Riyadun-nasıhin)

Cuma günü, ruhlar toplanır ve birbirleri ile tanışırlar. Kabirler ziyaret edilir. Bugün kabir azapları durdurulur. Bazı âlimlere göre, müminin azabı artık başlamaz. Kâfirin Cuma ve Ramazanda yapılmamak üzere, kıyamete kadar sürer. Bugün ve gecesinde ölen müminler kabir azabı hiç görmez. Cehennem, Cuma günü çok sıcak olmaz. Âdem aleyhisselam Cuma günü yaratıldı. Cuma günü, Cennetten çıkarıldı. Cennettekiler, Allahü teâlâyı Cuma günleri göreceklerdir. (Seadet-i Ebediyye)

Cuma Günü Ve Önemi...(1)




Cuma, müminlerin bayramıdır. Cuma günü yapılan ibadetlere iki kat sevap verilir. Bugün işlenen günahlar da iki kat yazılır. Bilhassa Cuma gününü, günahlardan kaçarak ibadetle geçirmeye çalışmalıdır! Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Cuma günü günah işlemeden selametle geçerse, diğer günler de selametle geçer.) [İmam-ı Gazali]

(Sevaplar içinde Cuma günü ve gecesinde yapılandan daha kıymetlisi, günahlar içinde de Cuma günü ve gecesinde işlenilenden kötüsü yoktur.) [Ramüz]

(Cuma, fakirlerin haccıdır ve müminlerin bayramıdır ve gök ehlinin bayramıdır ve Cennette de bayram günüdür. Günlerin en iyisi, en şereflisi Cumadır.) [Ey Oğul İlmihali]

(Cuma günü iyiliklerin hazinesidir ve güzel şeylerin menbaıdır.) [Ey Oğul İlmihali]

(Cuma günü geldiği için sevinen bir mümine, kıyamete kadar her gün, o kadar sevap verilir ki, adedini Allahü teâlâ bilir.) [Ey Oğul İlmihali]

(Allah katında günlerin efendisi Cuma’dır. O kurban ve Ramazan bayramı günlerinden de faziletlidir. Cuma gününde şu beş özellik vardır: 1- Âdem aleyhisselam o gün yaratıldı. 2- O gün yeryüzüne indirildi. 3- O gün vefat etti. 4- O günde öyle bir an vardır ki, günah veya akrabalarla ilişkiyi kesme konularında olmamak şartıyla kul Allahü teâlâdan bir şey isterse Allahü teâlâ mutlaka onu verir. 5- Kıyamet o gün kopacaktır. Allah’a yakın hiç bir melek, hiçbir gök, hiçbir yer yoktur, hiçbir rüzgar, hiçbir dağ ve taş yoktur ki, Kıyametin kopmasına sahne olacağı için Cuma gününün heybetinden korkmasın.) [Buhari, İ. Ahmed]

(Cuma diğer Cumaya kadar ve fazladan üç gün içinde işlenen günahlara kefaret olur. Çünkü iyi bir amel işleyene on kat sevap verilir.) [Taberani]

(Cuma gecesi Yasin suresini okuyanın günahları affedilir.) [İsfehani]

(Cuma günü veya gecesi Duhan suresini okuyana Cennette bir köşk ihsan edilir.) [Taberani]

(Cuma gecesi Kehf suresi okuyan, Kıyamette, yerden göğe kadar bir nurla aydınlanır. İki Cuma arasında işlediği günahlar da affolur.) [Tergib]

(Cuma gecesi iki rekat namaz kılıp, her rekatta bir Fatiha, bir Âyet-el Kürsi, 15 İhlas okuyup selam verdikten sonra bana bin salevat okuyan, beni rüyada görür.) [Şir’a]

(Cuma günü sabah namazından önce, üç kere Estağfirullah elazim ellezi la ilahe illa hüvel hayyel kayyume ve etubü ileyh okuyanın, kendinin ve anasının ve babasının bütün günahları af olur.) [Tergib-üs-salat] (Kul haklarını ve kazaya kalan farzları ödemek ve haramlardan vazgeçmek şarttır.)

20 Eylül 2012 Perşembe

İslam'ın Şartları


Her müslümanın mutlaka uyması gereken iman esasları vardır. Bunlar İslamiyet'in ve imanın şartlarıdır. Kısaca bunlardan bahsedeceğim. 


İslam’ın Şartları

1- Kelime-i şehadet getirmek
[Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve resulühü] demek. Manası şudur: 
(Ben şehadet ederim ki, [Yani görmüş gibi bilirim ve bildiririm ki] Allah’tan başka ilah yoktur. Ve yine şehadet ederim ki, Muhammed aleyhisselam Onun kulu ve resulüdür.) [Resulullaha inanmak demek, Onun bildirdiklerinin tamamını kabul etmek, inanmak ve hepsini beğenmek demektir.]

2- Namaz kılmak
Akıl baliğ olmuş yani ergenliğe girmiş akıllı her müslümana günde beş vakit namaz kılmak çok önemli bir farzdır. Namaz dinin direğidir. Namaz kılmamak en büyük günahlardan biridir. Kılmayanın imanla ölmesi çok zordur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
(Namaz kılan kıyamette kurtulur, kılmayan perişan olur.) [Taberani]

3- Zekat vermek
Nisap miktarı yani borçlarını düştükten sonra alacaklarıyla beraber elinde 96 gram değerde, para veya ticaret malı olanın kırkta birini zekat vermesi farzdır. Meyve ve tarla mahsulünün de onda birini fakire vermek farzdır. Bu onda bir zekata da uşur denir. 
(Zekat vermeyene Allahü teâlâ lanet eder.) [Nesai]

4- Oruç tutmak
Ramazan ayında, bir ay oruç tutmak farzdır. Tutmamak büyük günahtır.

5- Hac etmek
Mekke-i mükerreme şehrine gidip gelinceye kadar, geride bıraktığı çoluk-çocuğunu geçindirmeye yetişecek maldan fazla kalan para ile oraya gidip gelebilecek kimsenin, ömründe bir kere, Kâbe-i şerifi tavaf etmesi ve Arafat’ta durması farzdır.

19 Eylül 2012 Çarşamba

Allah İnancı




İmanın altı şartından ilki Allah’a inanmaktır. Akıl sağlığı yerinde olan ve ergenliği aşmış olan her müslümanın ilk görevi Allah’ın var olduğuna ve bir olduğuna inanmaktır. İman etmek..İnanmak..Teslim olmak..Kabul etmek. Niçin ? Çünkü yüce Rabbimiz bizi elimizle, ayağımızla, görmek için gözümüzle, ağzımızla, dilimizle tam ve kusursuz yaratmıştır. O Hayy olandan başka yaratıcı bulabilir miyiz ? O’nun yarattığı bir kum tanesini yaratabilir miyiz ? Bizim kuvvetimiz kısıtlı Allah (CC)’ın kudreti sonsuzdur…Türlü canlıyı  o yaratıp; nimetini de bolca sunmuştur çok şükür..!

Başımız sıkışınca, yardım istiyoruz “el aman” diyoruz ya; O sonsuz kudret sahibidir. O diler ve dilediğini yapar..O kullarını darda koymaz, çıkar yolu hep gösterir. Böyle sonsuz nimeti ayağımıza seren Yaradan’a inanmayıp ne yapmalı ?

Tevhid İnancı


İslâmın temeli, tevhid inacıdır. Tevhid, Allah'ın birliği demektir.

Kur'an-ı Kerim'de bu konu şöyle açıklanmıştır:

«Sizin Tanrınız, tek bir Tanrıdır. Ondan başka tanrı yoktur.» (3)
Evet Allah birdir, O'ndan başka tanrı yoktur. O, eşi, benzeri ve ortağı olmayan tek varlıktır. Doğmamış ve doğurmamıştır.
Gördüğümüz ve göremediğimiz bütün varlıkları yaratan, yoktan var eden Allah'tır. O, yaratıcı olarak da tek'dir. O'ndan başka yaratıcı yoktur. Allah, hiçbir kusur ve eksikliği bulunmayan, en üstün niteliklere sahip olan çok Yüce bir varlıktır. İbadet yalnız O'na yapılır. O'ndan başkasına ibadet edilmez.

 Tevhid (Allah'ın birliği) inancı ihlâs sûresinde şöyle açıklanmıştır:
«Deki o Allah birdir.
Allah Sameddir. (Kimseye muhtaç değildir, her şey O'na muhtaçtır.)
O, doğurmamış ve doğurulmamıştır.
Hiçbir şey O'na denk değildir.» (4)

Allah'ın birliği inancı, kalbleri aynı amaç etrafında birleştiren, müslümanlar arasında birlik ve beraberliği sağlayan önemli bir güçtür.

Kısacası dostlar, bizi böylesi seven Rabbe yönelinmezde ne olur ? Rabbim bizi yolunda sabit olanlardan eylesin...

Dinimiz İslam..Peki "Din Nedir???"



Müzik öğretmenliğimin ilk günüydü..Sınıfa girdim. 25 tane öğrenci ve hepsinin ellerinde bağlamaları…Küçücük sınıfta hepsini bir düzen halinde tutmam gerekiyor dostlar. Okulun kuralları, müziğin kuralları..vs; her şey bir düzen,kural içerisindeyken bu kainat neden düzenli olmasın..???

İşte kainatın düzeni için yüce Rahman’a, Kitabına, peygamberlerine-ki bize tarih boyunca yol göstermişlerdir- inanıp, gösterdikleri yoldan gitmemiz gerekir. Tıpkı bir orkestra şefi gibi…

Peki kime inanırız? Ne üzerinden, neden inanırız..? Din nedir? Niçin Allah’a inanırız? Bunlara cevap bulacağımız bir yazı olacak..






Din, akıl sahibi insanları, kendi istekleri ile,dünyada ve âhirette iyiliğe ve mutluluğa ulaştıran
ilâhi bir kanundur. İlk Peygamber Hz.Adem’den itibaren bütün peygamberler, insanlara Allah’ın varlığını ve birliğini, O’na nasıl ibâdet edileceğini öğretmişlerdir. Ancak bu peygamberlerin anlatmış olduğu dinlerin kuralları, zamanla insanlar tarafından değiştirilmiştir. Bozulan bu dinler, insanlara dünya ve âhiret mutluluğunu
sağlayamadıkları için yeni bir ‘din’e ihtiyaç duyulmuştur.
Bunun üzerine Yüce Allah, son Peygamber olarak Hz. Muhammed’le birlikte İslâm dinini göndermiştir. Bugün dünyada bozulmamış olan tek din İslâm dinidir.

 Dinler üç kısma ayrılır:

1- Hak din: Bozulmamış olan dindir. İslâm dini.

2-Muharref dinler: İnsanlar tarafından
bozulan dinlerdir. Yahudilik ve Hıristiyanlık gibi.

3- Bâtıl dinler: İnsanlar tarafından uydurulan
dinlerdir. Ateşe ve putlara tapıcılık gibi.
İslâm’ın kuralları üç kısımdır: İman (İnanç),
amel (ibâdetler) ve ahlâk ile ilgili kurallar.
Bu kurallara uygun hareket edenler; hem bu
dünyada hem de âhirette mutlu bir hayat
süreceklerdir.

18 Eylül 2012 Salı

Allah'ın Selamı Rahmeti Ve Bereketi Üzerinize Olsun...


-Bismillahirrahmanirrahim-


Selamünaleyküm saygıdeğer takipçilerim..

İnternet, sanal ortam..vs. Sanal ortamda da güzellikler olamaz mı..??? Facebook, twitter gibi sosyal medyada da harika, faydalı adresler var..Ben de hepsini derleyip hem kendime hem de sizlere yararlı olmak istedim..

Bu blogu açmadan evvel bir blog daha yazmıştım. Elbette ki hala devam ediyorum. Ama insanın ruhu bazen aç kalıyor. Bu açlıkla "Acaba teknolojiyi ne şekilde kullanıp ilmi işler yapsam?"diye düşündüm ve ikinci bloğumu yazmaya böyle başladım.

Merak ederseniz söyleyeyim; din adamı değilim. Tam zıt olacak belki ama müzisyenim ben...İçinde Allah aşkı yanan bir müzisyen...Nice günahlar işlemiş, nice tövbeler etmiş, yine de azimli bir müslüman...Hakk yoluna girmek için çaba sarfediyorum. Cahilim..Öğrenmek istiyorum..Bunları yaparken de paylaşmak istiyorum...

Allah yar ve yardımcımız olsun...